top of page

Muris Muvazaası ve Hukuki Sonuçları


Miras hukuku, bireylerin vefatlarından sonra geride bıraktıkları malvarlığının nasıl paylaşılacağını düzenleyen bir hukuk dalıdır. Mirasın paylaşımı sürecinde, miras bırakanın (murisin) sağlığında yaptığı bazı işlemler, mirasçılar arasında anlaşmazlıklara yol açabilir. Bu bağlamda, özellikle murisin, mirasçılarını miras hakkından mahrum bırakmak amacıyla yaptığı bazı devir işlemleri hukuki tartışmalara konu olmaktadır. Muris muvazaası da bu kapsamda ele alınan, miras hukukunda önemli bir kavramdır.


Muris muvazaası, murisin malvarlığını belirli mirasçılardan kaçırmak amacıyla gerçekte bağış niteliğinde olan bir işlemi, görünüşte satış veya başka bir hukuki işlem olarak göstermesiyle ortaya çıkar. Hukuk düzeni, mirasçıların haklarını korumak adına muris muvazaasını geçersiz sayarak mirasçıların haklarını güvence altına almaktadır. Bu çalışmada, muris muvazaasının unsurları, hukuki sonuçları ve Yargıtay’ın bu konudaki içtihatları ele alınacaktır.


Muris Muvazaasının Tanımı ve Unsurları


Muris muvazaası, miras bırakanın, mirasçılardan mal kaçırma amacıyla yaptığı hukuki işlemlerde görünüşte bir satış, bağış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi işlemleri kullanarak, aslında gerçek iradesinin farklı olması durumudur. Burada iki katmanlı bir işlem söz konusudur:


1. Görünürdeki İşlem: Tapu kayıtlarına yansıyan ve hukuki geçerliliği olan işlem. Genellikle satış sözleşmesi veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi olarak düzenlenir.



2. Gizli İşlem: Tarafların gerçek iradesini yansıtan, mirasçıları mirastan mahrum bırakma amacına yönelik işlemdir. Asıl niyet, taşınmazı devralana bağışlamaktır.




Muris muvazaasının varlığından bahsedebilmek için şu unsurların gerçekleşmesi gerekir:


Miras bırakanın, mirasçılardan mal kaçırma amacı taşıması,


Görünürdeki işlemin, tarafların gerçek iradelerini yansıtmaması,


Murisin gerçek niyetinin mirasçılarından mal kaçırmak olduğunun tespit edilebilmesi.



Bu unsurların varlığı, mahkemeler tarafından yapılan incelemelerle belirlenir ve Yargıtay içtihatları da bu noktada büyük önem taşır.


Muris Muvazaasının Hukuki Sonuçları


Muris muvazaası tespit edildiğinde, görünürdeki işlem geçersiz sayılır. Bunun sonucunda:


Tapu kaydı iptal edilerek, taşınmaz murisin mirasçılarına intikal eder.


Miras hakkı ihlal edilen mirasçılar, mahkemeye başvurarak işlemin muvazaalı olduğunu kanıtladıkları takdirde haklarını geri alabilirler.


Davacı taraf, genellikle murisin yasal mirasçılarıdır ve dava yoluyla murisin gerçekte bağışladığı taşınmazın mirasçılara intikalini talep edebilirler.



Muris muvazaasının tespitinde, murisin mali durumu, işlem yapılan kişinin ekonomik gücü, satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasındaki fark gibi faktörler dikkate alınır. Mahkemeler, özellikle taşınmazın rayiç bedelinin altında devredildiği durumlarda muvazaa şüphesiyle hareket edebilirler.


Yargıtay İçtihatları ile Muris Muvazaasının Değerlendirilmesi


Yargıtay kararları, muris muvazaasının uygulanma alanını ve mirasçıların haklarını koruma çerçevesini genişletmiştir. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 29.11.2007 tarihli kararında (E. 2007/9815, K. 2007/11607) şu ifadeler kullanılmıştır:


"Davacı, miras bırakanın yaptığı taşınmaz devrinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu iddia ederek dava açmıştır. Yargılama sonucunda, taşınmaz devrinin gerçek bir satış olmadığı ve murisin gerçekte taşınmazı bağışlamak istediği tespit edilmiştir."


Bu kararda, mirasçılardan mal kaçırma amacı taşıyan işlemlerin geçersiz olduğu ve görünürdeki sözleşmelerin iptal edilebileceği vurgulanmaktadır.


Başka bir Yargıtay kararında ise (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi, 2018/5304 E., 2018/9127 K.) şu hususlara dikkat çekilmiştir:


"Murisin yaptığı taşınmaz devrinin, gerçek bir satış olup olmadığı hususu değerlendirildiğinde, devralan kişinin satış bedelini ödediğini gösterir bir banka kaydı sunmadığı, satış bedelinin düşük gösterildiği ve murisin ekonomik durumu itibarıyla satış bedelini alma ihtiyacının bulunmadığı anlaşıldığından, işlemin muvazaalı olduğu sonucuna varılmıştır."


Bu içtihatlar, muris muvazaasının tespitinde hangi kriterlerin dikkate alınması gerektiğine dair yön gösterici niteliktedir.


Muris Muvazaasına Konu Olmayan İşlemler


Her taşınmaz devri muris muvazaası kapsamında değerlendirilmez. Aşağıdaki durumlar, muvazaalı işlem olarak kabul edilmez:


1. Gerçek Satış İşlemleri: Eğer muris taşınmazını rayiç bedel üzerinden satmış ve bedeli gerçekten tahsil etmişse, muvazaadan söz edilemez.



2. Bağışlama İşlemleri: Muris taşınmazını açıkça bağışladığını belirterek devretmişse, işlem geçerli olur. Ancak bu durumda tenkis davası gündeme gelebilir.



3. Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesi: Murisin, kendisine bakım sağlamak için yaptığı bu tür sözleşmeler muvazaalı sayılmaz. Fakat mahkemeler, sözleşmenin gerçekten bir bakım karşılığı yapılıp yapılmadığını değerlendirir.



4. Mirasçılar Arasında Adil Paylaşım: Muris, mirasçıları arasında adil bir paylaşım yapmak amacıyla taşınmazlarını devretmişse ve bu paylaştırma hakkaniyete uygunsa, muvazaadan bahsedilemez.




Muris Muvazaasına Karşı Açılabilecek Davalar


Mirasçılar, muvazaalı işlemlere karşı hukuki yollarla itiraz edebilirler. Bu kapsamda en çok başvurulan dava türleri şunlardır:


Tapu İptal ve Tescil Davası: Miras hakkı ihlal edilen mirasçılar, tapu kaydının iptali ve taşınmazın mirasçılar adına tescili için dava açabilirler.


Tenkis Davası: Eğer miras bırakan, miras paylarını ihlal edecek şekilde taşınmazlarını devretmişse, saklı pay sahibi mirasçılar, tenkis davası açarak haklarını talep edebilirler.


Murisin Ölümünden Sonra Açılabilecek Davalar: Mirasçılar, murisin vefatından sonra, onun yaptığı işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek dava açabilirler.


Muris muvazaası, mirasçılar arasında adaletsizliğe yol açan ve hukukun korunması gereken önemli bir konudur. Miras bırakanın gerçek iradesiyle hareket etmediği ve mirasçılarını mirastan mahrum bırakmak için muvazaalı işlem yaptığı durumlarda, bu işlemler mahkemelerce geçersiz sayılmaktadır. Yargıtay içtihatları, bu konuda rehberlik etmekte ve murisin gerçek niyetinin araştırılması için mahkemelere kriterler sunmaktadır.


Bu nedenle, mirasçıların haklarını koruyabilmeleri için muris muvazaasının unsurlarını iyi analiz etmeleri ve gerektiğinde hukuki yollara başvurmaları büyük önem taşımaktadır. Murisin sağlığında yaptığı taşınmaz devirleri, her somut olayın özelliklerine göre değerlendirilmelidir. Mahkemeler, murisin ekonomik durumu, taşınmazın devredildiği kişinin finansal durumu, satış bedeli ve diğer kriterleri inceleyerek bir sonuca varmaktadır. Dolayısıyla, mirasçıların, hak kaybına uğramamaları adına hukuki danışmanlık alarak hareket etmeleri önerilir.

 
 
 

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


Osmaniye Mahallesi, Şirin Sokak No: 34 Kat:2

Bakırköy/İstanbul

 

Telefon :

0212 660 20 50

​0532 542 12 97

kenan@calislegal.com

  • Whatsapp
  • LinkedIn

BİZE ULAŞIN

© 2035, WeDu. Wix altyapısı ve güvencesiyle

bottom of page